Monika Gärtner-Engel: Rede von auf der Kaypakkaya Veranstaltung am 19.05. in Ludwigshafen
Hauptkoordinatorin Monika Gärtner-Engel
Rede von auf der Kaypakkaya Veranstaltung am 19.05. in Ludwigshafen
Sevgili yoldaşlar
Sizlere Almanya Marksist Leninist Partisi nin, gençlik örgütü Rebell´in ve çocuk örgütü Rotfüchse´nin dayanışma ve devrimci selamlarını getirdim. Bugün buraya devrimci dünya örgütü ICOR ´un baş kordinatörü olarak davet edilmiş olmaktan büyük bir gurur ve onur duyuyorum. Bu örgütün çatısı altında 4 kıtadan 51 örgüt devrimci temeller üzerinde birlikte çalışmaktadır. Ve ben bu sayının en yakın bir zaman zarfında büyük bir olasılıkla 52 ulaşacağından dolayı sevinç duyuyorum.
Biz bugün sizin ile birlikte İbrahim KAYPAKKAYA´yı ve yine kurtuluş savaşlarında, faşizme karşı mücadelede katledilen ve Türkiye de ki savaşta şehit düşen bütün erkek ve kadın yoldaşları anıyoruz. Çok iyi tanınan bir Alman şiirinde şöyle denilmektedir:
“Sen önceden olduğun yerde degilsin, fakat sen bizim olduğumuz her yerdesin”
Bu bizim ölen, katledilen kadın, erkek savaşcılara karşı duyduğumuz sorumluluğun bir gereğidir. Ve bugünkü dünyamız bize bu sorumlulukları acilen omuzlamamız gerektiğini salık etmektedir.
Faşist Erdoğan Türkiye de kuduruyor ve Federal Almanya hükümetinden destek ve yardım alıyor. Buna karşı Şubat ayında metal işçilerinin direnişinde olduğu gibi, yine Bursa da kısa süreli otomobil sanayinde olduğu gibi işçiler bu baskıya karşı yiğitçe cesaretli bir şekilde direniyor, karşı çıkıyorlar. 1 Mayısta milyonlarca işçi Türkiye´nin her tarafında sokaklara döküldü, yürüdü.
Almanya da hükümet kendisini liberal ve temkinli sıfatları ile tanımlıyor. Fakat hükümette ve tüm burjuva partilerinde gözle görülen açık bir sağa kayma var. Bu politik kaymanın ilk saldırısı 10 ATIK li devrimcinin tutuklanması oldu, haklarında bir zihniyet davası açıldı, Bu davanın açılmasının tek nedeni vardi, oda bu yoldaşların Komunist ideallerin temsilcileri olmalarıydı. Bu davada da görüldüğü gibi hakim sınıflar hiç te sanıldığı gibi güçlü ve herşeye kadir değildirler. Bizlerin ortaklaşa yürüttüğü dayanışma ve yine tutuklu yoldaşların onurlu duruşları sonucunda 5 yoldaşımız serbest bırakıldı. Bu nedenle hepinizi ve herkesi kutluyorum.
Bu başarılar tabiki eğemen sınıfların hoşuna gitmiyor. Bir diken gibi gözlerine batıyor. Bu nedenledir ki Bayern Eyaleti anayasayı koruma örgütü zehir saçar gibi raporunda şunları dile getiriyor:
“MLPD ve TKP/ML nin birlikte yürüttükleri faaliyet, birlikte Devrim çağrıları sadece boş bir söylentiden oluşmadığını görülmektedir. Sosyalizmin başarısı için şiddet uygulayan kişiler cezaevine düştükten sonra parti içinde örnek alınması gereken kişiler olarak değerlendirilirler. MLPD Münih eyalet yüksek mahkemesinde terorist bir örgüte üye olmak suçundan yargılanan 10 TKP/ ML mensubunu desteklemek için 15 Eylül de Münih te bir dayanışma yürüyüşü düzenlemiştir, bu yürüyüşe 200 den fazla insan katılım sağlamıştır.”
Evet, bu bir gerçektir. Komunizmin özgürlükçü ideali için mücadele edenler bizim için örnek alınacak büyük kişiliklerdir.
Evet, kendimizi kandırmayalım, Emperyalizmin kendisi dün olduğu gibi bugünde azgın bir gericiliktir.
İsrail emperyalizmi son günlerde batılı tüm emperyalistlerin desteği ve yardımı ile 60 Filistinliyi katletti, binlercesini yaraladı. Almanya da hakim sınıflarda benzeri bir devlet terörü için hazırlıklar yapmaktadır. Bunun böyle olacagını bir kaç gün önce kitlesel karşı gösterilere rağmen kabul ettikleri polis yasasında görmek mümkündür. Truckenthal da yapılmak istenen isyan muzik festivali izlenmekte, insanlar tutuklanmak ile tehdit edilmekte, malzemelere elkonulmak istenmekte ve polis tarafından dağıtılmak ile ciddi bir şekilde tehdit ediliyor. Tüm bu saldırılara Türkiye den gelen Gurup Yorum´un festivalde sahneye çıkmasını da neden olarak öne sürüyorlar.
Nazilerin desteği ile oluşan Thüringer anayasayı koruma örgütüne, bizlere sansür uygulamak istemesine, bizi kontrol altına almasına, bize saldırılar düzenlemesine veya baskı yapmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.
Son günlerde buna karşı etkili bir duruş gösterildi. Ümit ederim sizler de benim gibi yapacaksınız ve yarın festival´in zirvesinde Truckenthal´da olursunuz.
Rojava da IŞID e karşı kahramanca yürütülen savaş sonrasında demokratik özerk idare, kadın özgürlüğünü temel alan ekolojik toplum modelinin inşasına devam ediliyor. Burada önemli olan sadece bir şeye karşı mücadele verilmiyor, bilakis ve gerçekten demokratik ve özgürlükçü bir toplum yaratmanın mücadelesi verilmekte ve yaratılmaktadır. Erdoğan´ın vahşice saldırarak “özgürlük bahçesinde ki bu çiçeği “ ezmek istemesi bizi hiçte şaşırtmıyor. Biz bu alanda da ICOR olarak Kürt hareketi ile dayanışma ve birliktelik temelinde önemli adımlar attık ve başarılar elde ettik. Kobane sağlık merkezi inşa edildi. Binlerce Kürt çocuğu bu sağlık merkezinde dünyaya gözlerini açtı. Şimdi bu aralar hızlı bir şekilde ekolojik Fotovoltaik (Güneş enerjisi elde etme tekniği) tekniğinın gerçekleştirilmesi hazırlıkları yapılmakatdır. Bunun gerçeklesmesi İnsan ile doğa arasındaki birliğin ve aynı zamanda özerkliğinin de stratejik önemli bir sinyali olacaktır.
Dünyamızda emperyalist savaş tehlikesi hergün artıyor. Bunun öncülügünü en başta Amerikan başkanı Trump çekiyor. Hergün ardı ardına bir fitili ateşliyor. Bir gurup yeni emperyalistin ortaya çıkması ile birlikte, emperyalistler arası çelişkiler büyüyor. Hızlı değişimler, kurulan yeni ortaklıklar çoğu zaman insanların kimin dost, kimin düşman olduğunu görmesini zorlaştırıyor. Bütün emperyalistlere karşı mücadele edecek ve yine proleterya enternasyonalizminin bayrağını şövenist, nasyonalist veya sosyal şöven propagandalara karşı yükseltecek yeni bir barış hareketine acilen ihtiyaç vardır ve bu görev bizim önümüzde duran en önemli görevlerden bir tanesidir.
Biz devrimcileri büyük görevler beklediği gibi, önümüzde bizi bekleyen büyük olanak ve imkanlar da var. Tabi ki bu görevleri yerine getirmek için doğmatizmden uzak durmalıyız, yaptıklarımızı yeterli görüp, yerimizde saymamalıyız, bilakis çağımızın ve dönemimizin devrimci görev ve işlerini yapabilmek için kendimizi değiştirmek ve geliştirmek zorundayız.
Bundan 100 yıl önce Almanya da Kasım devrimi gerçekleşti. Kaiser kovuldu. Bu devrim işçiler ve geniş kitleler için günde sekiz saat çalışma ve kadınlara oy kullanma hakkını gibi önemli kazanımlar sağladı. Fakat Rus Ekim Devriminin ateşini daha da ileriye taşımak, uluslararası devrimi Almanya da sosyalist bir devrim ile daha da güçlü kılmak gibi öenmli bir görevi ne yazık ki yerine getirememiştir. Ne yazık ki devrimciler Sosyal demokratlardan kopuşu çok sonraları gercekleştirmiş ve komunist partinin inşasına başlamışlardır. Ülkede devrimin objektif durumu oluşmuş, fakat devrimci kitleler içinde örgütlenmiş Marksist Leninist bir parti yokluğu kendisini göstermişti.
Buradan dersler çıkarıp, kesinlikle her ülkede partiyi inşa etmeliyiz, güçlendirmeliyiz. Bizzat Lenin kendisi yurtdışında kaldığı uzun süre zarfında nerede yaşıyorsanız orada örgütlenin sloganını bayrak edinmiştir. Özellikle Almanya da tekellerde ve monopolist işletmelerde, fabrikalarda Marksist-Leninist parti işçi komitelerinin güçlendirilmesi büyük önem arz eder.
Bunun ile beraber paralel olarak ülkeler arası ICOR da olduğu gibi ortaklaşmalar, birlikte faaliyetler ve birlikler acilen güçlendirilmelidir. Almanya da yürütülen HAYIR kampanyasından içinde birlikte çalıştığımız Uluslararası birlik platformunun inşası için ne kadar dersler çıkardık.
Ciddi bir savaş tehlikesinin, doğa felaketinin çanlarının çaldığı, amansız sömürü ve işçi sınıfının parçalandığı, kitlesel olarak tüm dünya da kadına yönelik baskının ve sömürünün katmerleştiği gerçeği dikkate alındığında bizlerin görevi anti emperyalist anti faşist birlik cephesinin örülmesi önümüzde duran önemli bir görevdir. Bu görevi kimse bize hediye etmez. Biz bu mücadeleyi vermek isteyen güçler ile hedefe kilitlenmiş görüşmeler yapıp, bu güçlerin proğramatik düşüncelerinden, mücadele tecrübelerinden ve yine birlikte çalışmak için önerilerini de alarak, bunları bir arada toplamalıyız.
Tüm bunların başarılı olması için işciler, gençler, geniş kitleler arasında intensiv olarak faaliyet yürüterek bilinç düzeyini yükseltmemiz gerekir, bu çaba olmadan bu hedeflerimize ulaşmamız mümkün degildir.
Kitleler emperyalizm tanımlamasını bile hala 19. Ve 20 inci yüzyılın karakteristik özellikleri ile tanımaktadır. Bizim görevimiz emperyalizm hakkında açıklayacı bir kampanya yürütmektir, emperyalizm üzerine, gelişmiş emperyalist değerler üzerine bir eğitim faaaliyeti, eleştirisel bir tartışma geleneği yaratmalıyız. Örnek olarak bizim yeni emperyalist ülkeler tezimiz üzerine tartışmaları canlandırmalıyız. Evet sadece bunu değil, biz devrimcilerin dünyada sürekli yaşanan değişim ve dönüşümleri de temel bir analize tabi tutmaz gerekir, yaratıcı teorik çalışmalar yapmalıyız. Bu düşüncelerimizi karşılıklı olarak paylaşıp, bunları sağlam bir zemin üzerinde birleştirmeliyiz. Bu bağlamda sizleri kitap standımızı ziyaret etmeye davet ediyoruz.
Sizin ile birlikte bu stratejik önemli konu ve görevleri omuzlamaktan sevinç duyuyoruz. Bu bizleri birlikte daha da büyütecek, saflarımızı sıklaştıracaktır. Birlikteliğimiz emperyalizmden daha üstün bir gücün oluşmasına kadar devam etmelidir. Bu güç oluşacaktir ve güç kazanacaktır, devrim ile emperyalizm aşılacak, geleceğin büyük Sosyalizm ve Komunizm mücadelesi kazanacaktır.
YAŞASIN ULUSLAR ARASI DAYANIŞMA
TÜM ÜLKELERİN PORLETERYASI BİRLEŞİN
TÜM ÜLKELERİN PORLETERYASI VE EZİLENLERİ BİRLEŞİN
SOSYALİZM İÇİN İLERİ
HEPİNİZE İYİ KUTLAMALAR VE BİRLİKTE ÇALIŞMA DİLEKLERİMİ SUNARIM