Suriye’de devam eden emperyalist savaşta yeni dönem açıldı: Türkiye’nin Afrin ve Rojava / Kuzey Suriye’ye karşı başlattığı faşist saldırı savaşına son verilsin!
Türkiye’deki faşist ve yeni-emperyalist Erdoğan rejimi 20 Ocak 2018 tarihinde Rojava / Kuzey Suriye’nin Afrin bölgesinin birçok beldesine karşı yeni bir savaş cephesini açmıştır. Bu olay, Suriye’de devam eden emperyalist savaşın yeni bir döneme girdiğinin belirtisidir.
SDF ittifakında birleşen Kürt ve Arap güçleri faşist IŞİD örgütüne Kobanî ve Rakka bölgelerinde ağır darbeler indirmiştir. Onlar faşist IŞİD’in yenilmesinin belirleyici gücüydüler. IŞİD’in geniş çapta Irak ve Suriye’den kovularak artık savaştaki eski önemini geniş ölçüde kaybolması yüzünden değişik emperyalist güçler Suriye’yi aralarında paylaşmaya başlıyorlar. ABD, AB, bir de yeni-emperyalist devletler Rusya, Türkiye, İran ve Suudî Arabistan, ayrıca İsrail vb. ülkeler bölgede hakimiyet kazanmak için daha da amansızca kavga ediyorlar. Esad rejiminin Rus emperyalizminin desteğiyle İdlib’e silahlı kuvvetleriyle saldırması üzere Türkiye kendi yönünden de silahlı kuvvetleriyle müdahale etme zorunluluğunu hissediyor. Türkiye’deki iktidar sahipleri tüm Rojava’da (Güney Kürdistan) boylamasına 30 km genişliğindeki bir sınır koridorunu kurmak istiyor. Başarırsa bölgenin bütün büyük kentleri Türkiye’nin denetimi altına düşer. Bununla dünya çapında genellikle ciddileşmiş savaş tehlikesinin bir barut fıçısı daha ortaya çıkmak üzeredir. Zalim alaycılıkla “Zeytin Dalı Harekâtı” adı verilen saldırı, kitlelerin ve Kürt Halk ve Kadın Savunma Birlikleri’nin (YPG / YPJ) ile Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDF) uzlaşmaz direnişiyle karşılaşmış durumda. Faşist istilaya karşı bütün dünyada uluslararası dayanışma gelişip büyüyor.
Türkiye’nin saldırgan eylemi ABD emperyalizminin ve Rus Putin rejiminin rızasıyla meydana geliyor. Alman hükümeti Erdoğan rejiminin en yakın müttefiklerinden biridir. Alman hükümeti ülkemizde faaliyette bulunan Kürt ve Türk devrimci örgütlerini kriminalize edip takibata uğratıyor. Afrin’e Leopard 2 tankları dahil Alman yapımı silahlarla da saldırılıyor. Alman hükümeti kendini insanlık ve barış savunucusu gibi göstermeye çalışırken emperyalist ve gerici siyaset yapıyor.
Rojava ile uluslararası dayanışma hareketi tüm emperyalist güçlerinin gözlerine diken gibi batıyor. Afrin, Kobanî ve Cezîre kantonlarını kapsayan Rojava IŞİD’e karşı ve demokrasi ve özgürlük, kadın hakları, çevre koruma, bütün etnik topluluklara ve dinlere saygı uğruna verilen mücadelenin başarısını temsil ediyor. Şu anda yaşanan olaylar, demokratik özerkliğin barışçıl yoldan yayılabileceği fikrinin hayal olduğunu açıkça göstermektedir. Hangi emperyalist güç olursa olsun, hiçbiri meşru ve haklı kurtuluş mücadelelerinin samimi müttefiki değildir ve geçmişte de olmamıştır. Bu mücadelenin gerçek müttefikleri, barış, demokrasi ve sosyalizm uğruna mücadele veren sıradan insanlar, uluslararası işçi hareketi ve dünya halklarıdır.
Nereden ve kimden uygulanırsa uygulanırsın Suriye’de yaşanan her türlü emperyalist saldırıya karşı çıkıyoruz.
Devrimci dünya örgütü ICOR’un Kürt kurtuluş mücadelesiyle gerçekleştirdiği Dayanışma Paktı gitgide etki ve önem kazanmaktadır. Hiçbir kurtuluş mücadelesi yalnız ve kopuk durumda kalmamalıdır – ortak mücadelenin bir parçası olmalıdır. Her kim ki tutarlı bir biçimde barış, özgürlük ve sosyalizm için mücadele vermek istiyorsa, sorunu kökünden halletmeye çalışmalıdır, emperyalizme karşı mücadele etmeli, dünya birleşik sosyalist devletlerinin inşası doğrultusunda uluslararası sosyalist devrimin hazırlanmasına katılmalıdır.
MLPD, Almanya’daki tüm demokratik, antifaşist ve devrimci insanları dayanışma göstermeye çağırmaktadır. Sınıfsal dayanışma, halkları barış, özgürlük ve sosyalizm uğruna verdikleri mücadelede birleştiren bağdır ve gelecekte de olacaktır. MLPD proleter enternasyonalizmi savunmaktadır.
Biz Türkiyeli ve Arap göçmenlere doğrudan çağırıyoruz: bakış açılarınızı açarak, demagoji, şovenizm ve milliyetçilik saçan çağrılardan etkilenip bölünmeye izin vermeyin! Başka halkların ezilmesine ortak olan hiçbir halk özgür olamaz. Suriye’den ve Orta Doğu’dan gelen mülteciler de – hangi ulustan olurlarsa olsun – bölünmeye izin vermemelidir; birleşip Alman halkıyla omuz omuza direniş göstermelidirler.
MLPD faşist saldırıya karşı bütün dünyada gelişen protesto ve aktif direnişi destekliyor. Nav-Dem’in Cumartesi günü 27.01.2018’de Köln’de düzenlediği gösteri yürüyüşünü desteklemeye çağırdı.
Pazartesi Yürüyüşü (“Montagsdemonstration”) hareketi, önümüzdeki Pazartesi günü 29.01.2018’de tüm Ruhr Havzası kentlerinden Gelsenkirchen’e gelip Türkiye’nin saldırısına karşı mücadele vermek ve Kürt kurtuluş savaşı için dayanışma göstermek amacıyla yapılacak protesto yürüyüşüne katılmaya çağırıyor. Yürüyüş Gelsenkirchen kent merkezinde saat 17:30’da “Platz der Montagsdemo”da (Pazartesi Yürüyüşü Meydanı, eskiden “Preuteplatz”) başlayacak.
Yaşasın uluslararası dayanışma!
Afrin’den el çekilsin! Türk silahlı kuvvetlerinin Rojava’ya saldırılara son!
Alman hükümeti Erdoğan rejimine verdiği desteğe derhal son vermelidir!
Türkiye’ye silah gönderilmemelidir!
Bütün emperyalistler ve onların faşist paralı milisleri Suriye’den çekilsin!
Yaşasın proleter enternasyonalizm!
Barış, özgürlük, sosyalizm!
Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!
Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halklar, birleşin!